24 Mart 2013 Pazar

ATÖLYEMİN ÖZEL KONUĞU; YÖNETMEN VE DOKTOR FARİD MİRKHANİ

Ankara Uluslararası film festivalinde gösterimde olan "Kumun Hassas Anı" isimli filmin yönetmeni Farid Mirkhani  atölyemi ziyarete geldi . Filmi ve İran hakkındaki bitmek bilmez sorularımı sabırla yanıtladı.  Filmini çekerken yaşadığı zorlukları, anlatmak istedikleri, İran'da yaşamın nasıl olduğuna dair  muazzam hoş sohbetinin yanı sıra derya deniz engin bilgilerinden çok şey öğrendim.Bana hediye ettiği bir diğer filmi "...Until The Wet Pulse Of Morning" dvdsi de harika bir hatıra kaldı kendisinden. 20 dakikalık bir kısa film  "...Until The Wet Pulse Of Morning" İranlı bir halk ozanını ve eserlerini konu alıyor, özellikle halk müziği ile ilgilenen kişilerin izlemesini tavsiye ederim. Sevgili Mirkhani'ye cam boncuk yapımını gösterirken o da benim fotoğraf ve videolarımı çekti, kısaca benim için unutulmaz bir gün oldu 16 Mart 2013. Herşey için kendisine tekrardan teşekkür ediyorum.



  Farid Mirkhani objektifinden bir kaç resim;





12 Mart 2013 Salı

Nazar ve nazar boncuğu tarihçesi



Nazar nedir?

İnsanlık, tarihin hemen her aşamasında tılsımlar, kötülük savar denilen sihirli nesneleri yardım için aramıştır. Harfler, rakamlar veya soyut işaretleri ile nazar takıları bu güne kadar gelmştir.Tek tanrılı dinlerin de modern dinlerinde kendilerine ait tılsımları vardır. Hemen hemen her kültür ve inançta tılsım sembolleri içinde göz figürü bulunmaktadır... İnsanlık tarihi boyunca, her kültürde ve dinsel inançta, göz figürü kötülükleri savan güçlü bir tılsım olarak kabul edilmiştir.
Bütün dünyada bu göz figürünün kötülüğü, yoksulluğu ve cehaleti kaldırdığına inanılıyordu.Göz figürü Mısır'da Horus'un gözünü açtığında dünyanın aydınlandığına kapattığında ise karanlığa gömüldüğüne inanılmaya başlaması ile ortaya çıkmış, daha sonra Akdeniz, Orta Doğu ve Avrupaya yayılmıştır..
Nazar Boncuğu, İlk olarak Mezopotamyalılar tarafından kil tabletler üzerine çivi yazısıyla yaklaşık 5000 yıl önce kaydedilmiş olsada, aslında Üst Paleolitik gibi daha erken dönemde de ortaya çıkmış olabilir


Nazar figürlerine Yahudi, Hıristiyan ve İslam kültürlerinin yanı sıra Budist ve Hindu toplumlarda da rastlıyoruz . Bu ortak gelenek Anadolu'nun 3000 yıl öncesine dayanan cam sanatında yeni bir kimlik bulmuştur. Anadolulu bir cam ustası ateş gücü ile göz figürü birleştirerek yepyeni bir tılsım yaratmıştır.
O zamandan beri insanlar kötü gözlerden korumak istedikleri her şeye bu boncuğu takmayı alışkanlık edinmiştir. Yeni doğmuş bebeklerden, bindikleri ata, hatta, evlerinin kapılarına bile ... Bu gelenek Anadolu'da hâlâ yaşamaktadır. Çok azalmış cam ustalarının geleneksel yöntemlerle, hünerli elleriyle biçimlendirdiği ışıltılı göz boncukları, Anadolu'dan tüm dünyaya dağıtılmaktadır.

Nazar   boncuğunun  izleri   Mısır’da  İÖ.   5  bin  yıllarına   uzanır.   Dünyadaki    tüm kötülükleri   gören   Mısır   imparatoru    Osiris'in   gözünün,   yoksulluğu   ve   cehaleti uzaklaştırdığına   inanılırdı. Osiris'in  oğlu  Horus  gözlerini  açtığında   ortalığın  aydınlandığı, (iyilik)  kapattığında   karanlık  (kötülük)  olduğu  düşünülürdü.  Daha  sonra  bu  inanış, Mısırlılar   tarafından    önemli  ve  kutsal   sayılan   eşyalara   göz    şeklinde   şekillerin çizilmesini  yaygınlaştırdı. Horus’un  bu  gözünü  simgeleyen  hiyeroglif  resimler, ileri  görüşlülüğün,  beden  dokunulmazlığının  ve  sonsuz   bereketin   simgesi   oldu.   Mısırlılar  önem  ve  değer  verdikleri   her   şeyi,    koruyabilmek   için   üzerine    Horus’un    gözünü   çizdiler.   Bu   çizimlerin    daha   sonra    büyük    bir    olasılıkla    Anadolu’ya   ulaştığı,   ve     ilk   defa    Fenikeliler in   cam   üzerine    geçirdiği    tahmin    edilmektedir.Nazar   boncuğunun   bütün    kerameti   mavi   rengindedir.  Göz   şeklinde  olması  ise,  gözün  insan  ruhunu  yansıtan   en   önemli  organ olmasındandır. Genelde nazar boncukları göz şeklinde olur. Göze aynı zamanda boncuk da denmektedir. Bu bağlamda bakıldığında kişinin dünyaya açılan penceresi gözdür ve göz her türlü, iyi ve kötü, düşüncelerin ilk çıkış noktası olarak kabul edilir. Bu yüzden bakışlardan, kötü gözlerden korunmak amacıyla emici özelliği olduğuna inanılan mavi renkli taşlar eskiden beri kullanıla gelmiştir. Ve son halini günümüzdeki çeşit çeşit nazar boncukları olarak almıştır


Rüyada nazar boncuğu görmek;
Nazarlık görmek sevinçli haber ve gelişmelere, Boncuk vb. şeyleri nazarlık olarak takındığını görmek hurafeye; Nazarlığı muska yahut istiaze (sığınma) duaları bulunur halde takmak emniyet ve güvene delalet eder.

Rüyada nazarlık görmek , takmak veya asmak, birbirini kovalayan çok iyi müjdeli haberlere işarettir.


Nazar boncuğunun ülkemize gelişi;
Mısır kökenli  Arap Selim adlı nazar ustası   1942 yılında şimdiki adıyla Nazar Köy olarak bilinen yere bir nazar boncuğu atölyesi kurar  ve çevreden alacağı tepkilerden çekindiği nazar boncuklarını gizli saklı yapmaya başlar. Hamzanın Mehmet adlı köylü Arap Selim Ustayı gizli gizli izleyerek nazar boncuğu yapımını öğrenir ve Arap Selim Ustanın ölümünden sonra  köylülere öğretir. Nazar Köy İzmir yakınlarında bulunup geçimini nazar boncuğu yapımından sağlamaktadır.


Geçimini Nazar boncuğu yapımından sağlayan bir diğer köyümüz Kurudere'de de Mahmut Ustanın klasik mavi boncuğun dışına çıkarak diğer renkleride nazar boncuğuna uyarlamasıyla daha çok çeşitlenmiştir.


Nazar boncuğu fırınlarının özellikleri;
Nazar boncuğu fırınları killi toprağa saman katılarak suyla karıştırıp karılır ocak ömrü genelde 8-10 aydır 1200 dereceye dayanıklı ateş tuğlası ile örülür örme formülü iyi yapılmazsa cam erimez. Genellikle bir fırında 5 kişi çalışır, renk potalarına cam boyalarıyla renklendirilmiş camlar vardır. Camın içinde renklendirici olarak bakır oksit kullanılır bunun nazara iyi geldiği söylenir.Küçük boncukları genç ustalar gözleri daha sağlam olduğu için yaparken büyük boncukları gençliğe elveda demiş ustalar yapar. Merdan isimli çubuklara sarılan cam hamuru işlendikten sonra kavana adlı yuvalara bırakılıp dinlendirilir.


 Deniz Divleli 12.03.2013-Ankara