İnsanlık, tarihin hemen her aşamasında tılsımlar, kötülük savar denilen sihirli nesneleri yardım için aramıştır. Harfler, rakamlar veya soyut işaretleri ile nazar takıları bu güne kadar gelmştir.Tek tanrılı dinlerin de modern dinlerinde kendilerine ait tılsımları vardır. Hemen hemen her kültür ve inançta tılsım sembolleri içinde göz figürü bulunmaktadır... İnsanlık tarihi boyunca, her kültürde ve dinsel inançta, göz figürü kötülükleri savan güçlü bir tılsım olarak kabul edilmiştir.
Bütün dünyada bu göz figürünün kötülüğü, yoksulluğu ve cehaleti kaldırdığına inanılıyordu.Göz figürü Mısır'da Horus'un gözünü açtığında dünyanın aydınlandığına kapattığında ise karanlığa gömüldüğüne inanılmaya başlaması ile ortaya çıkmış, daha sonra Akdeniz, Orta Doğu ve Avrupaya yayılmıştır..
Nazar Boncuğu, İlk olarak Mezopotamyalılar tarafından kil tabletler üzerine çivi yazısıyla yaklaşık 5000 yıl önce kaydedilmiş olsada, aslında Üst Paleolitik gibi daha erken dönemde de ortaya çıkmış olabilir
Nazar figürlerine Yahudi, Hıristiyan ve İslam kültürlerinin yanı sıra Budist ve Hindu toplumlarda da rastlıyoruz . Bu ortak gelenek Anadolu'nun 3000 yıl öncesine dayanan cam sanatında yeni bir kimlik bulmuştur. Anadolulu bir cam ustası ateş gücü ile göz figürü birleştirerek yepyeni bir tılsım yaratmıştır.
O zamandan beri insanlar kötü gözlerden korumak istedikleri her şeye bu boncuğu takmayı alışkanlık edinmiştir. Yeni doğmuş bebeklerden, bindikleri ata, hatta, evlerinin kapılarına bile ... Bu gelenek Anadolu'da hâlâ yaşamaktadır. Çok azalmış cam ustalarının geleneksel yöntemlerle, hünerli elleriyle biçimlendirdiği ışıltılı göz boncukları, Anadolu'dan tüm dünyaya dağıtılmaktadır.
Nazar boncuğunun izleri Mısır’da İÖ. 5 bin yıllarına uzanır. Dünyadaki tüm kötülükleri gören Mısır imparatoru Osiris'in gözünün, yoksulluğu ve cehaleti uzaklaştırdığına inanılırdı. Osiris'in oğlu Horus gözlerini açtığında ortalığın aydınlandığı, (iyilik) kapattığında karanlık (kötülük) olduğu düşünülürdü. Daha sonra bu inanış, Mısırlılar tarafından önemli ve kutsal sayılan eşyalara göz şeklinde şekillerin çizilmesini yaygınlaştırdı. Horus’un bu gözünü simgeleyen hiyeroglif resimler, ileri görüşlülüğün, beden dokunulmazlığının ve sonsuz bereketin simgesi oldu. Mısırlılar önem ve değer verdikleri her şeyi, koruyabilmek için üzerine Horus’un gözünü çizdiler. Bu çizimlerin daha sonra büyük bir olasılıkla Anadolu’ya ulaştığı, ve ilk defa Fenikeliler in cam üzerine geçirdiği tahmin edilmektedir.Nazar boncuğunun bütün kerameti mavi rengindedir. Göz şeklinde olması ise, gözün insan ruhunu yansıtan en önemli organ olmasındandır. Genelde nazar boncukları göz şeklinde olur. Göze aynı zamanda boncuk da denmektedir. Bu bağlamda bakıldığında kişinin dünyaya açılan penceresi gözdür ve göz her türlü, iyi ve kötü, düşüncelerin ilk çıkış noktası olarak kabul edilir. Bu yüzden bakışlardan, kötü gözlerden korunmak amacıyla emici özelliği olduğuna inanılan mavi renkli taşlar eskiden beri kullanıla gelmiştir. Ve son halini günümüzdeki çeşit çeşit nazar boncukları olarak almıştır
Rüyada nazar boncuğu görmek;
Nazarlık görmek sevinçli haber ve gelişmelere, Boncuk vb. şeyleri nazarlık olarak takındığını görmek hurafeye; Nazarlığı muska yahut istiaze (sığınma) duaları bulunur halde takmak emniyet ve güvene delalet eder.
Rüyada nazarlık görmek , takmak veya asmak, birbirini kovalayan çok iyi müjdeli haberlere işarettir.
Nazar boncuğunun ülkemize gelişi;
Mısır kökenli Arap Selim adlı nazar ustası 1942 yılında şimdiki adıyla Nazar Köy olarak bilinen yere bir nazar boncuğu atölyesi kurar ve çevreden alacağı tepkilerden çekindiği nazar boncuklarını gizli saklı yapmaya başlar. Hamzanın Mehmet adlı köylü Arap Selim Ustayı gizli gizli izleyerek nazar boncuğu yapımını öğrenir ve Arap Selim Ustanın ölümünden sonra köylülere öğretir. Nazar Köy İzmir yakınlarında bulunup geçimini nazar boncuğu yapımından sağlamaktadır.
Geçimini Nazar boncuğu yapımından sağlayan bir diğer köyümüz Kurudere'de de Mahmut Ustanın klasik mavi boncuğun dışına çıkarak diğer renkleride nazar boncuğuna uyarlamasıyla daha çok çeşitlenmiştir.
Nazar boncuğu fırınlarının özellikleri;
Nazar boncuğu fırınları killi toprağa saman katılarak suyla karıştırıp karılır ocak ömrü genelde 8-10 aydır 1200 dereceye dayanıklı ateş tuğlası ile örülür örme formülü iyi yapılmazsa cam erimez. Genellikle bir fırında 5 kişi çalışır, renk potalarına cam boyalarıyla renklendirilmiş camlar vardır. Camın içinde renklendirici olarak bakır oksit kullanılır bunun nazara iyi geldiği söylenir.Küçük boncukları genç ustalar gözleri daha sağlam olduğu için yaparken büyük boncukları gençliğe elveda demiş ustalar yapar. Merdan isimli çubuklara sarılan cam hamuru işlendikten sonra kavana adlı yuvalara bırakılıp dinlendirilir.
Deniz Divleli 12.03.2013-Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder