Öyle güzel şeyler oldu ki anlatsam inanmazsanız . :) O halde başlayalım,
Glass Line Dergisi'nde yer aldım.
Bir önceki yazımda ilk defa Uluslararası bir platformda eşimin ve benim gösteri sanatçısı olarak yer aldığımızdan bahsetmiştim. Denizli bize gerçekten uğurlu geldi. Denizli'den döndükten bir kaç gün sonra bir gece yarısı saat 3 suları ve ben yine uyumamışken (çocukluğumdan beri erken yatanlardan olamadım) facebooktan bir mesaj geldi. Amerika'nın ünlü cam dergisi Glass Line 'nın editörü Jim Thingwold'dandı bu mesaj. Dergide benim makalemi yayınlamak istiyolardı ve bunu isteyip istemeyeceğimi soruyordu. Ben bir süre gözlerime inanamadıktan sonra rüyada mıyım yoksa bu yaşananlar gerçek miydi bunu anlayamaya çalıştım. Gecenin bir yarısı evde herkes uyuyor, derin bir sessizlik hakim ama benim çığlık çığlığa bağırasım var. :) Yok bunu biriyle paylaşmam lazım yoksa sabaha kadar çatlarım dedim. Eşime anlatmak istedim ama uykusu çok ağır olduğu için işe yaramadı :) Kendisi de cam sanatçısı olan çok sevdiğim arkadaşım Rachel Childers geldi aklıma. Bir kaç ay önce onunda makalesi Glass Line'da yayınlamış ve birlikte bu sevinci payaşmıştık. Hemen başladım yazmaya ve anlatmaya. Şanslıydım ki o sırada çevrimiçiydi ve benimle birlikte sevincimi paylaştı. Sabah olduğunda tüm ailem ve arkadaşlarımla bu güzel haberi paylaşmıştım. Sonrasında başladı bir hazırlık süreci benden biyografimi ve bir modelimin yapım aşamasını paylaşmamı istiyorlardı. Önce Jim ile beraber ne yapacağıma karar verdik. 2017 de en çok beğenilen modelimi yapmak istedim, çiçek açan yapraklar benim imzam gibi olmuştu.Daha doğru bir tercih olmazdı. Fotoğraflandırma sürecinde eşim ve canım arkadaşım Hatice günlerini saatlerini harcadılar. İngilizce'ye tercümesini sevgili arkadaşım Ömür Duruerk yaptı. Tüm tecrübesini benimle paylaştı. Son olarak bitmiş halini ilk duyan kişi Rachel'e gönderdim ve o da son dokunuşları yaptı. En nihayetinde uzun, yorucu ve bir o kadar mutlu ve heyecanlı bu sürecin sonunda makalem Glass Line Dergisinin Agustos- Eylül 2017 sayısında yayınlandı. Hem Glass Line Dergisi'nin yer verdiği ilk Türk sanatçı olmanın, hem de uluslararası basında ilk kez yer almanın çifte mutluluğunu yaşadım.
Belgrad'a taşındık;
Dergi heyecanıyla eş zamanlı olarak başka bir koşturmanın içerisindeydik, Biraz keyfi biraz zaruri bir karar vermiştik ve Sırbistan'nın başkenti Belgrad'a taşınacaktık. Temmuz ayında 3 haftalık bir süreçte taşınma ile igili işlemler için Belgrad'a geldik. Ev ve atölye tutup gerekli evrak işlemlerini bitirdikten sonra tekrar Türkiye'ye döndük 3-4 aylık bir zaman diliminde ülkemizde yarım kalan ve yapmamız gereken işleri bitirdikten sonra 10 Ekim tarihinde Belgrad'a yerleştik. Yaklaşık 5 aydır burada yaşıyor ve yani bir kültüre, yeni bir ülkeye, hiç bilmediğimiz yeni bir dile alışmaya çalışıyoruz. Karşımıza hep iyi insanlar çıktığı için gerçekten şanslıyız. Burada da eşim ve ben tam zamanlı olarak sanatımızı icra ediyoruz. En yakın zamanda sizinle atölye fotoğraflarını paylaşacağım. Şimdilik manzaralarını paylaşıyorum . :) Ee evlenirken ne demiştik #yolaçıktık. Şimdilik yol bizi Belgrad' a getirdi. :) Yolumuza burada devam ediyoruz. Sizin'de yolunuz bir gün Belgrad'a düşerse bir kahvemizi içmeye bekleriz.
Sava nehri kıyısında biz
evimizden karlı bir gün
atölyemizin manzarası
Sava Nehri'inde gün batımı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder